Thursday 10 April 2008

rüyada uçmak

okul civarında bir yerlerdeydim, belki yurt girişinde... haydi hoop gibi bir gayretle bedenimi kaldırıp uçuşa geçtim. ayaklarım yerden kesilince çok mutlu oldum. tıpkı eski günlerdeki gibi, dedim kendi kendime. ama eskiden kalkmak, kendimi havada taşımak çok kolaydı. bu kez ağırdım. yer çekimi çok fazlaydı ya da. uçmak için özel bir çaba harcamam gerekiyordu ve çabuk yoruluyordum. biraz dışarılarda dolaştım, papatyaların üstünde, o ağacın altında... "bak, gerçek halimle, bedenimle uçamıyorum ama ben uçabiliyorum, bi de ruha falan inanmıyorum, ama bak uçabilen bir yanım var..." gibi saçma sapan şeyler geçiyordu aklımdan. sanki yanımda biri var gibi ama yok gibiydi. sonra yurda gitmeye karar verdim. kuzeydeki köpekler aralarında bir şeyler yapıyorlardı. oyun mu kavga mı anlayamıyordum. yan yatarak, bacaklarını dümdüz yere paralel şekilde hareket ettirerek yerde sürünüyorlardı. yürüme hareketini doksan derece yan çevirmişlerdi sanki, ve böyle daha hızlıydılar. onların hakkında endişeleniyordum. canları mı yanıyor, şu yerdeki kan mı? yok yok, onlar birbirinin arkadaşı.. sadece oyun oynuyorlar... kapıdan geçerken, benim gibi uçan bir erkek çıkıyordu yurttan. gülümsedi. Yüzünü tanımıyordum. belki, biz.. dedi. şaşırmıştım, ama onu geçip gitmiştim bile. söylediklerini duyunca arkamı döndüm, onun elini tutup hafifçe kendime çekip bıraktım. gitmesini istiyormuşum gibi baktım, anlamadı ama gitti galiba. insanın zihninde bunu yaratabilmesi ne garip, ne güzel. eğer gerçekten uçabilseydik tam da böyle çekerdik birbirimizi havada. odalara açılan kapıya kondum. konmak hafif bir histi. bedenim insan formatında gibiydi ama tam emin olamıyordum. Kanatlarım yoktu en azından. Dikey olarak uçuyordum. Şimdi düşünüyorum da belki de hatam buydu, bu yüzden daha ağır, daha zor uçuyordum. zaten sanki aynada da görünmüyordum. upuzun bir rüyaydı bu, böyle devam etti.
Uçuş rüyalarıma bir yenisi eklenmiş oldu. Çok fantastik, çok tuhaf bir şey bu benim hayatımda. Çok da değerli... Uzun zamandır rüyamda uçtuğumu görmemiştim, ama hayatımda arka arkaya uçuş rüyaları gördüğüm dönemler de oldu. Genelde rüyamda uçtuğumu gördüğüm zamanlar gerçek hayatımın yükselişe geçtiği dönemlerle çakışır. benim için rüyada uçmak başarıya, hayatımın düzene girmesine, mutluluğa delalet eder. tecrübelerimden biliyorum. bir de genelde pek öyle yüksekten uçmam ben. sadece bir uçuş rüyamda çok doğal, çok yüksek, kel bir tepeden uçuruma doğru bırakıyordum kendimi. öyle ölmek için değil, uçacağımı bilerek, büyük bir vahşi kuşun peşinden... çoğu zaman insanlarla hemen hemen aynı seviyede uçarım, yerden en fazla bir – bir buçuk metre yüksekte, bazen yatay pozisyonda. gerçekte gezdiğim yerlerde gezer, gerçekte yaptığım şeyleri yaparım. tek fark uçuyor olmamdır ve benim için uçmak çok normaldir. çok komik bir rüyada, sokakta bütün insanların uçabileceğini haykırıyor, herkese uçmayı öğretmeye çalışıyordum. ne enerjiymiş... hey gidi günler!
merak ediyorum, böyle uçan başkaları da var mıdır? nasıl uçarlar? bir gün/gece uçmaya gitsek birlikte.

3 comments:

  1. eveet! ne güzel di mi bunu hemen hemen bütün insanlık alemi olarak paylaşıyoruz ama birbirimizden habersiziz. çeşitli açıklamalar getirmişler. atalarımız ağaçlarda yattığından, kaslarımız uyurken kasılıp gevşediğinden falan. ama genelde herkes -yüzme biliyorsa- uçarken yüzme hareketleri yapıyormuş ya da yatay süpermen gibi uçuyormuş. ama en sık görülen bir rüya biçimiymiş...

    bi de bende şey oluyo: tam uykuya dalacağım an 4-5 basamaklı bi merdivenden düşüyorum hatta kolum bacağım seyirio uyanıyorum falan. bu hiç sevimli diil.

    ReplyDelete
  2. evet evet, ondan da hemen herkese oluyor galiba. tam dalarken boşluğa düşme hissi, irkilerek uyanmak...çok feci.

    ReplyDelete
  3. bi de bi de.. yerçekimi olmasa süper dans ederdik ha, di mi:p süper hamuda falan kalkabilirdik, ilyas gibi:P

    ReplyDelete