Saturday 12 June 2010

Here I am, with my unmet primitive needs and desires. My lifeless state consists of some ambiguous layers of uncertainty now. It doesn't bother me as much, though.


I miss life, but I'm terribly reluctant to get back to it. Life is a memory now, the object of rosy retrospection.

memoria praeteritorum bonorum.


No animals were harmed in this story.


babamın zortladığı yaştayım.

Monday 19 April 2010

ne içiyorsan aynısından...

Rüyamda ilginç bişi gördüm, keşke gerçek olsa.

Parapsikoloji ve bilişsel bilim çok interdisipliner bi çalışma yapmış, pilot uygulamaya beni de almışlar.
Uykudayken birkaç kişi ortak, zihinsel bir network kurup bilgi paylaşımı yapıyorlarmış.
Okuma saati falan yapılıyormuş. Bi network'ten çıkıp birine giriyorum, dans tarihi falan anlatıyor birileri bana ve her milletten bir grup başka insana. onları tanımıyorum. nasıl bir dilde konuştuğumuzu hatırlamaya çalışıyorum, hatırlayamıyorum. dilim damağıma yapışıyor. su içiyorum, sanki kuru, hiçbir etkisi olmuyor. O an içinde olduğum networkteki tecrübeli kişiler sistemde çok kaldın, ondan diyorlar, uyandırıyorlar.
Gerçekten uyanıyorum.

Sunday 24 January 2010

Her şey bıraktığım gibi

Her şey bıraktığım gibi. Islak, dandik bir klozet kapağı ve her tarafı saran sigara kokusu. Boğaza kadar borç. İç bulandıran bir deniz manzarası. Bir türlü yeterince toplu ve yeterince sıcak olamayan bir salon. Bira, şalgam, kaçak çay, klorlu çeşme suyu. Yine sigara yanığı üçlü koltuk. Kürtler iyidir, aleviler candır, gayler sapık ve gülünçtür. Bu aptal kanal darbe karşıtı yayın yapıyor. En büyük Atatürk. Okul bitince ne yapacaksın? Senin erkek arkadaşın yok mu? Artık ciddi düşünmeye başlayabilirsin. Sen her şeyi rakıyla kutluyorsun, ben de artık mevlütle kutlayacağım. Bebeğin yüzüne sarı mendil örtseydin sarılık olmazdı. Hem doktorun dediklerini yapmak gerek hem de batıl inançları ve ritüelleri yerine getirmek gerek. Benim yoğun ve stresli bir hayatım var seninse bir sürü boş vaktin var. Elbette çamaşırları sen yıkamalısın. Bir gün muhakkak bebekleri sevmeye başlayacaksın. Merak etme, sezaryen sırasında seni uyutuyorlar zaten, hiçbir şey hissetmezsin. Şimdi depresyonun sırası değil. Fotoğrafları oradan kaldır. Herkesin bunu anlamasını bekleyemezsin. Ah, bana aktivizmden söz etme.