Sunday 15 February 2009

Yine rüya anlatıcam

Hiç aksiyon filmi falan izlemediğim halde son zamanlarda garip garip rüyalar görüyorum. Çoğunun da bir yerlerinde suyun içinde elektrik çarpıyor bana, bazılarında bu yüzden ölüyorum.

Bu seferki rüyamda bir grup arkadaş çok gizli bir görev için uzak bir ülkeye gitmişiz. Hepimiz VIP imişiz. Çalışıyoruz bir sürü, uğraşıyoruz, derken işler boka sarıyor. Garaj gibi bir yerde bir araştırma yaparken garajı su basıyor. Dizimize kadar su... Tam biz binip kaçacakken arabamıza bir yerlerden elektrik akımı veriliyor. Az ötedeki kamyonet tipli başka bir araca yöneliyoruz. Suda da elektrik var hafif, çarpıla çarpıla zorla kaçıyoruz oradan. Biz çıkmayı başarınca bina alev alıyor. Böylece bütün proje mahvolmuş oluyor. O ülkede kalsak bizi öldürürlermiş, kendi ülkemize dönersek de tutuklanırmışız. Biz de hapse girmek üzere ülkemize doğru yola çıkıyoruz. Çok manzaralı yollardan geçiyoruz. Ağaçlıklar falan... "Önümüzdeki on yıl ne yapacağımız belli oldu ha dostum?" gibi saçma sapan şeyler söylüyoruz birbirimize. Sınırı geçince hepimiz yere oturup, bacaklarımızı V şeklinde açıp ellerimizle ayaklarımızı tutarak bekliyoruz. Öyle beklemek gerekiyormuş.bunun gibi bişi, ama kafa ortada olcak

Bizi almaya istihbarat ekipleri geliyor. Siyah camlı arabalar... Bir kadın ayak bileğime koskocaman bir şırıngayla bir şeyler enjekte ediyor. O ara uyanıyorum. Oha rüya olduğu halde hala sanki acısını hissediyorum falan diyorum kendi kendime. Ciddi ciddi iğne yemişim acısı var ayağımda. Bileğimi ovuşturuyorum. Geri uyuyunca rüya kaldığı yerden devam ediyor. Lüks kutularda büyük beyaz sabunlar getirmişler, bize o sabunlardan veriyorlar hapiste kullanmamız için. Ama önce o sabunu "çin yağı" mı ne dedikleri bir şeylere bandırıyormuşuz. Çin yağı da beyaz porselen tabakta ev salçası görünümünde. Ahhahhahha. İyiymiş ha, diyorum kendi kendime. Hazır macera falan bissürü koşturdum vücudum taş gibi oldu, devam edicem. Hapisteyken vücudumu süper esneticem, hep dans edicem diye düşünüyorum.

Rüyayı anlattığımda C. ile gülmekten kırılıyoruz. Her dönem başı bu dönem hiç devamsızlık yapmiycam, bissürü kitap okuycam, her sabah yedide kalkıcam, kahvaltı yapıcam, yürüyüş yapıcam, günü gününe çalışıcam bla bla bla deriz biz. Rüyamda bile, hapse girmek üzereyken bile "bi şeyler yapmalıyım" telaşıyla doluyum:p
akıl fikir...

Friday 13 February 2009

The Private Life of a Cat - Maya Deren

Susan Sontag - On Self

"to write is to spend oneself, to gamble oneself"

*vertical sexuality as a paradigm
*identity as a weapon

"there is no stasis. to stand still is to fall away from the truth"
"truth rides the arrow of time"

"I want to be able to be alone, to find it nourishing - not just a waiting."
"Hippolyte says, blessed is the mind with something to occupy it other than its own dissatisfactions."


"Art=a way of getting in touch with one's own insanity."

"something is only neutral with respect to something else."
"any behavior could be thought as part of dancing."

"the only people who should interest themselves in an art(or several arts) are those who practice it - or have - or aspire to. The whole idea of an "audience" is wrong. The artist's audience is his peers."



for the full text, go to http://www.nytimes.com/2006/09/10/magazine/10sontag.html