Tuesday, 15 July 2008

Ben, Vesaire

s.37 giderek yoğunlaşan kat kat acıların birinde julia evden dışarı çıkmayı artık "hiç" istemeyebilir. ama çok kişinin de evlerinden "sık sık" dışarı çıkmak içlerinden gelmiyor.

s.45 bir insanın anılarını paylaşması tatlıdır. hatırlanan her şey sevgi dolu, dokunaklı, değerlidir. hiç değilse geçmiş güvenlidir- biz o zaman bunun böyle olduğunu bilmesek de. şimdi biliyoruz. çünkü artık o şey geçmişte kalmıştır; çünkü biz yaşamayı başarmışızdır.

s.49 iyi bir kural: eğer düşünürseniz her toplantı iç karartıcıdır. ama bunu düşünmek zorunda değilsiniz.
dans ettiğim zaman mutluyum.
bana dokun.

s.54 o çarşamba akşamüstü Julia'ya eğer intihar ederse, bunun büyük budalalık olacağını söyledim. benim düşünceme katıldı. onu inandırdığımı sandım. bana budalaca bir şey yapmayı umursamadığını göstererek, iki gün sonra evinden çıkıp kendini öldürdü.
ben budalaca bir şey yapmayı umursamadan edemezdim. dostlarıma budalaca bir şey yapacağımı söylesem bile. gerçekten yaptığım şeyin budalalık olduğuna inanmazdım.

s.56 siz çoğunuz uyurken ben uyanırsam haksızlık olmaz mı? hak! diye alay edin, bunun hakla ne ilgisi var? herkes kendisi için. ama ben sizlersiz uyanmak istemedim.

s.64 (bay) müstehcen bir öğleden sonra bayan yassıyüz'ün bacaklarının arasında eşelenirken, lütfedip boğuk bir sesle kadına sordu:
"bu hayatı seviyor musun?"
bayan yassıyüz: "tanrım hem de nasıl! hayatın böyle olabileceğini düşleyemezdim bile."
"böyle yaşamayı sürdürmek istiyor musun?"
"kuşkusuz!" çocukluğundan beri bayan yassıyüz, ne zaman kuşkulu olsa hep "kuşkusuz" derdi. zamansız ve art arda söylenen bu sözcüklerin zincirleriyle kaygılanmış tir tir titrerken ekledi: "kim başka türlü bir yaşam isteyebilir, düşünemiyorum bile. "
bay müstehcen nemli, buruşuk çarşafların arasında dimdik oturup kadının kalçalarını okşadı, içini çekti. "korkarım burada yeterince kaldın. insan bu tür yaşamdan başka bir yaşamın olanaksızlığını hiçbir zaman düşünmemeli. tüm başka yaşamlar düşünülebilir, düşlenebilir, hatta olasıdır."

çev. Gökçin Taşkın
Susan Sontag, BEN, vesaire, Can Yayınları, 1988

1 comment:

  1. s.54 alıntısı süper. hatta ingilizcesinden daha da güzel... profilime koyasım geldi.. ah..

    ReplyDelete