Thursday, 3 April 2008

bitkin
gece
yurt

bi gone with the wind, bi moulin rouge patlattım. birkaç da bira..
sonra tek başıma saçımı boyamaya çalışırken müge geldi, duruma el koydu. ben mügeyi çok seviyorum.

bugün her şey bi tuhaf. sabah, yollar, insanlar, fıskiyeli havuzlar, iki katlı şişli otobüsleri, metrolar, bekleyişler, yorgunluk, direniş, salaklıklar, patsolar...

sabahın köründe uyandı uğultulu tepeler. okul hazırlıkları, ev kahvaltısı... arabayla çocukları ve annemi okula bıraktık, sonra babamla arabalı bir sahil turu... yaz tatili için hayaller kurduk. dalyan ve çevresi, antalya, sonra mersin... sonra kartal iskelesinde akbil basmaca... sıkı sıkı sarıldım babama. ben babamı çok seviyorum.

anneme sarılırken gece, koli bandı gibi kokuyorsun demiştim. evet, hiç romantik bi evlat değilim. aslında güzel bir kokudan bahsediyordum. o bilemezdi ki.. annemi çok seviyorum.

bir ara etimoloji çalışmalı.

No comments:

Post a Comment