Saturday, 24 March 2018

(varoluştan sonra) özgelmiş/özgeçmiş

kuzenime yaranmak için steinbeck, hemingway, beckett, marquez, ionesco, le guin okudum, pink floyd’un bütün şarkılarını ezberledim. onun gibi etrafımdakilerden farklı olabilmek, başımdan geçenleri onun gibi eğlenceli bir şekilde anlatabilmek istedim. (metal dinlemeyi de denedim ama beceremedim.) komşu kızı ebru’ya yaranmak için satranç oynadım, ingilizce çalıştım. mike sende göz var, kadrajın çok iyi dedi, ona yaranmak için bir dünya fotoğraf çektim. ergül’e yaranmak için insanları güldüren biri olmaya çalıştım. seçkin’e yaranmak için canterbury tales’den onlarca dize ezberledim, didem’e yaranmak için güzel sanatlar kulübü’ne girip resim, çömlek, heykel, mum... ne varsa yaptım. dilek’e yaranmak için derrida’yı okuyup anlamaya uğraştım, onu pek yapamayınca kedi sevdim, çeviri teorilerini okudum, vejeteryan oldum. (sonra bıraktım.) mehmet rıfat’a yaranmak için roland barthes okudum, apollinaire’den şiirler ezberledim. özge’ye yaranmak için blog yazdım, performans festivallerinde gönüllü çalıştım, foucault okudum, tek ayak üstünde durdum, takla attım, yerlerde süründüm, maya deren filmleri izledim. ece’ye yaranmak için sosyoloji dersi aldım, banu’ya yaranmak için almanca, feyza’ya yaranmak için art and beauty, postmodern fiction, nonfiction into contemporary art. hatta feyza’yla aynı master programına başvurdum, beraber sınava girdik, kabul aldım, dersleri geçtim, sıra tez yazmaya gelince su koyverdim. ona yaranmak için aldığım derslerin çoğunu da add-drop döneminde bırakmıştım zaten. dan’e yaranmak için çarşamba günleri saatli binada klasik müzik konserlerine gittim. deniz’e yaranmak için progresif rock ve barok müzik dinledim, arama motorunda ışık teorisi, sistem teorisi, oyun teorisi arattım, övdüğü piaget kitabını kütüphaneden ödünç alıp okudum. piyanoda çalmayı sevdiği, dans çalışmalarımızda kullandığı parçayı (chopin nocturne no. 20) başka yerde duyunca gösterişli bir şekilde duygulandım. fransızca çalıştım, web tasarımına giriş dersi aldım. mine’yle müge’ye yaranmak için sünger gibi içki içtim, soğukta helikopter pistinde sabahladım, punk rock dinledim, saçımı boyadım. derya’ya yaranmak için barda en güzel ben dans ettim. sinan’a yaranmak için postmodernciliği bıraktım, bayram zamanı kampüse ateist afişler asarken koli bandını hep ben kestim dişimle, solcu iklimci zirvede ardıl çeviri yaptım, özgür olmayı denedim. simon’a yaranmak için müzik teorisi kaynakları indirdim, kafam pek de basmadı. şostakoviç ve sibelius dinledim. seb’e yaranmak için onun grubuyla stüdyoya girip şarkı söyledim. bisiklet aldım, bas gitar aldım. linogravür yaptım. üç yıl boyunca sinemada ömür boyu izlediğimden fazla film izledim. kendi kendime olsam gitmeyeceğim konserlere gidip çok eğlendim. lezbiyen feminist film festivalinde gönüllü çalıştım. 

yaranmak isteyebileceğim insanlarla karşılaşmayı her zaman isterim.